Bulunan eşyalar sonucunda Artvin’in tarihinin M.Ö 10.000-8.000 yıllarına dayandığı tespit edilmiştir. Hurriler ilk yerleşen ve hüküm sürdüren devlet olmuştur. Daha sonrasında Urartular yerleşmiş, askeri üs olarak İskitler tarafından uzun süre kullanılmıştır. Tarih boyunca sürekli farklı devletler tarafından kuşatılmıştır. 1878’de Ruslara bırakılmış, halkın isyanları sonucunda 1918’de yapılan oylama sonucu tekrar Türklere verilmiştir. Artavani, Artvini ve Çoruh adlarını almış, 1956’da resmen Artvin olmuştur.
Mençuna Şelalesi: Artvin gezi rehberi gidilecek yerler arasında bulunan şelale Arhavi ilçesinde yer almaktadır. Oluşan görüntüden ve yeşille iç içe olmasından dolayı doğa harikası olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Şelale üst ve alt olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Üst bölümdeki su yaklaşık 80 metre yükseklikten akmaktadır. Alt bölümdeki su ise yaklaşık 10 metre yükseklikten akarak ikiye ayrılmaktadır. Ayrıca alt bölümde bulunan asma köprü ile karşıya geçme imkânı sağlanmaktadır. Şelalenin suyu Kamilet Deresi’ne dökülmektedir.
Dolishane Kilisesi: Hamamlı köyündedir. İki kitabesi sağlam olarak kalmıştır ve edinilen bilgilere göre kilise 10. Bagratlı Kralı Sumbath tarafından yaptırılmıştır. Yine aynı şekilde kilisedeki kitabelerden anlaşıldığı üzere manastırı da Sumbath Mimar Gabriel’e inşa ettirmiştir. 14. Yüzyıla kadar manastır olarak kullanılırken 16. Yüzyılda camiye dönüştürülerek cami olarak kullanılmıştır. Manastırdan bugüne sadece kilise kısmı kalmıştır. Aradan geçen yıllar boyunca tahrip olan yapı 1958’de onarımdan geçirilmiştir.
Borçka Karagöl: Artvin’e 57 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. 1900’lü yıllarda Klaskur Yaylası’nın akınlarındaki bir tepe kaymış, daha sonrasında ise Kalaskur Deresi’nin önü kapanmış ve Borçka Karagöl oluşmuş. 2002’de tabiat parkı olarak ilan edilmiştir. Yazın ve kışın birbirinden güzel ayrı ayrı manzaralara ev sahipliği yapmaktadır. Çadır kurup kamp yapma imkânı ve konaklama için pansiyonlar bulunmaktadır. Yol kenarlarındaki şelaleler ve dizili ağaçlar ile Borçka Karagöl Artvin’de gidilecek eşsiz yerlerden birisidir.
Cehennem Deresi Kanyonu: Ardanuç ilçesine 7 kilometre uzaklıktadır. Büyük Kanyon’dan sonraki dünyanın en büyük ikinci kanyonu unvanına sahiptir. Vadi ilçeye oranla geniş tabanlıdır. Yaklaşık 6 metre derinliği, 70 metre genişliği ve 500 metre uzunluğundadır. Dağların arasında oluşan yapının en derin kısmı bile deniz seviyesinden metrelerce yüksekliktedir. Kanyona gitmek için dar, taşlı ve dik yollardan geçmek gerekse de manzarasının mükemmelliği zor şartlara değmektedir.
Hatila Vadisi Milli Parkı: 1994’te milli park statüsüne geçen alanda Hatila deresi ve daha birçok dere bulunmaktadır. Kamp alanı, doğa yürüyüşüne uygunluğu haricinde milli parkın en dikkat çekici yerlerinden birisi de cam terasıdır. Hatila deresinden 220 metre yükseklikte olan cam teras Türkiye’deki en yüksek cam terastır. 7 metre uzunluğa ve 7.5 metre genişliğe sahiptir. Terastan görülen manzara ise oldukça etkileyicidir.
Ne Yenir?
Artvin gezi rehberi ne yenir kısmında her yemeğin yanında yenebilen mısır ekmeği ilk sırada yer almaktadır. Karalahana sarması, sebze yemeği olarak taze fasulyeden yapılan motrella, asma yaprağından yapılan lapurçen, Karadeniz’in olmazsa olmazı hamsili pilav, kabaklı pilav ve turşu kavurma, cağ kebabı ana yemek olarak tercih edilebilecek yemeklerdendir. Tatlı olarak herisa tatlısı yenilebilecek yöresel tatlılardandır. Buğdayın üzerine şerbet dökülüp ceviz eklenmesiyle yapılmaktadır.
Ne Alınır?
Koyun yününden dokunan ehram alınabilecek yöresel kıyafetlerdendir. Zarif cecim kilimleri ve Şavşat kilimleri hediye olarak veya eve götürmek için alınabilecek alternatif eşyalardandır. Hopa balı, Hopa cevizi, dut pekmezi, fındık, çay, ıhlamur, çam sakızı, asma yaprağı, Artvin’e has küme yiyecek olarak alınabileceklerdendir. Ayrıca taş bebekler ile çömlekler hediye etmek için uygun eşyalardandır.
Yapmadan Dönme
Artvin gezi rehberi içerisinde hediyelik olarak taş bebek almadan, ehram giymeden, cecim kilimlerinin incelikle dokunan işçiliğini almadan dönülmemelidir. Hamsili pilavını, cağ kebabını, lapurçeni, turşu kavurmasını yemeden, herisa ile tatlı ziyafeti çekmeden gezi tamamlanmamış olacaktır. Şavşat ve Borçka Karagöl’e gitmeden, fotoğraflar çektirmeden, eşsiz Hatila Milli Parkı’ndaki cam terasa çıkıp manzarayı izlemeden, doğa harikası Mençuna Şelalesi’ne gitmeden dönülmemelidir.