Karadeniz Gezi Rehberi
Ülkemizin en nadide bölgelerinden biri olan, yıl boyunca yağış aldığı için yeşil, gür ve el değmemiş ormanlara sahip masmavi Karadeniz ile gür çam ormanları arasında kurulmuş Trabzon, Sinop, Bartın, Artvin, Rize gibi illeri, mutlaka gidip görmeniz gereken doğal güzellikleri, uzun sahilleri, tarihi mirasları ile huzur bulacağınız rüya gibi bir tatil yapacağınız, yeşil ormanları ve farklı iklimi ile şaşıracağınız kadar güzel olan Karadeniz bölgesi çok farklı bir yere sahip. Denize paralel uzanması nedeniyle deniz üzerinden yükselen hava iç kesimlere yağış olarak düşmekte ve Karadeniz bölgesi yıl boyunca diğer bölgelere göre çok daha fazla yağış almaktadır. Doğasının muhteşem derece de güzel olası, yağmur yağdıktan sonra doğan güneşin çam ağaçları ile birlikte oluşturduğu gök kuşağı hayatınızda başka bir yerde göremeyeceğiniz kadar kusursuz bir güzelliğe sahip. Bir tarafınızda ormanın doğal güzelliği bir tarafınızda uçurum üzerinden elinizle dokunabileceğiniz kadar yakınınızda duran bulutlar kendinizi rüya gibi bir masalda hissetmenizi sağlıyor.Doğal güzelliklerin yanında muhteşem Karadeniz güzelliği birleşince kendinizi doğanın içinde eşsiz bir güzelliğin ortasında buluyorsunuz.
Karadeniz gezisine batı da yer alan Bartın ilinin Amasra bölgesinden başlamalısınız. Amasra hem tarihi özellikleri ile hem de muhteşem ve kusursuz kumsalı ile insanları büyüleyen bir bölgedir. Amasra, Bartın ilinin deniz kenarında yer alan bölgesi olduğu için mö yapılmış tarihi limanı, tarihi Amasra Kalesi ile tarih meraklılarının uğrak noktasıdır. Ayrıca Amasra’nın masmavi deniz ile buluştuğu noktada yer alan uzun kumsalı, sakin denizi ile güneşin, kumun, denizin tadını çıkarabileceğiniz bir bölge olarak sakin ve huzurlu bir tatil yapmak isteyen yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun bir şekilde tercih edilmektedir.
Karadeniz sahilinden doğuya doğru ilerledikçe güzellikleri, tarihi özellikleri, herkes tarafından benimsenmiş samimi insanları, dağla güzellikleri ile Trabzon gelir. Trabzon, Karadeniz bölgesinin ortasında yer alan ve turistik açıdan yoğun bir şekilde turist ağırlayan Karadenizin şirin illerinden biridir. Trabzon’da yer alan Sümela Manastırı, dağlarda kayalara oyularak yapılmış ve 1150 metre rakımda doğal mağaralardan yapılmış bir manastır olarak yüz yıllardır ayakta duruyor. Belirli bir bölgeye kadar araba ile gelip geri kalan alanı basamakları tırmanarak ulaştığını bir yükseklikte ve doğal ormanlar içinde bulanan Sümela Manastırı Trabzon’da bir rüya kadar güzel bir gök kuşağı kadar gerçek bir şekilde ayakta duruyor.
Trabzon ilinin yüksek dağları arasında yer alan ve bir krater gölü olan Uzun Gölü mutlaka gezmeli ve dağların tepesinde muhteşem bir güzelliğe sahip doğal krater gölü önünde mutlaka resim çektirmeli ve bu anı ölümsüzleştirmelisiniz. Uzun göl ve doğal ormanları Uzun Göl Koruma kurulu tarafından korum altına alınmış, 60 endemik bitki türü ve 45 yabanıl hayvan cinsi korunarak Uzun Göl çevresinden yaban hayatı korum altına alınmıştır. Bahar ve yaz aylarında Uzun Göl ziyareti yaparsanız doğal hayatın içinde muhteşem ve huzur dolu bir tatil yapabilir, kış aylarında Uzun Gölü ziyaret ederseniz beyaz bir gelinliğe bürünmüş olan doğa harikası etrafında yer alan butik otellerde unutulmaz bir kış tatili geçirebilirsiniz. Yaz aylarında yüksek dağlardan düşen yağmur zerrecikleri Uzun Göl üzerinde gök kuşağı oluşturmakta ve doğa harikasının güzelliğine güzellik katmaktadır.
Trabzon gezinize Akçaabat ilçesi sınırlarında yer alan Sera Gölü ile devam etmelisiniz. Derecik vadisi içinde yer alan bu göl, Trabzon’un en fazla turist çeken bölgelerinin başında gelmektedir. Doğal bir göl olarak 890 metre rakımda ve doğal hayatın ortasında yer alan, doğal güzellikleri ile insanda burada yaşama isteği uyandıran bu göl aynı zamanda doğal yaban hayatının devamlılığı açısından çok önemlidir. Ulaşımının zor olması da bu alanın doğal bir alan olarak kalmasını sağlamış, yeşillikler içinde insana huzur veren ve insanın doğaya olan aşkını pekiştiren güzelliği ile büyülü bir alan olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Trabzon’da Sera Gölü gezinizden sora son olerak dünyanın en uzun ikinci mağarası olan Çal mağarasını ziyaret etmelisiniz. Bir mağara içinden akan akarsuyun mağara duvarlarında yansıyarak çıkardığı akustik sesi dinlemeli, ruhunuzun deşarj oluşuna şahit olmalısınız. Akustik ses yansıyarak tüm benliğinize hakim oluyor. Mağara ve derenin güzelliği de huzurlu bir ve mutlu biri olarak buradan ayrılmanızı sağlıyor. Trabzobn gezinize son verip daha doğu da yer alan Rizeye geçerek Rize’nin dünyaca meşhur yaylası olan Ayder yaylasını ve doğal kaplıcalarını ziyaret etmelisiniz.
Rize’nin yüksek kesimlerinde yer alan ve Halalılar köylülerinin yayla alanı olarak kullanılan Ayder Yaylası zamanla doğal hayatı ve güzelliği ile turistlerin ilgisini çekmiş, kaplıcaları ile şifa arayanlara derman olmuştur. Güzelliği ve ünü dünya çapında yayılan Ayder Yaylası, aynı zamanda endemik bitki türleri ile dünya da sadece bu bölge de yetişen ve bu bölgeye has olan bitki türlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Tüm bu özellikleri nedeniyle doğa araştırmacılarının ve bitki uzmanlsrının Ayder yaylasına gelerek bitki türlerini toplaypı ülkelerine kaçırdıkları biliniyor. İsrail Devleti, Ayder yaylasının birebir aynısını kendi topraklarında inşa etmiş ve aynı endemik yaşamı sağlamaya çalışmıştır. Güzelliği ve doğallığı ile ünlü olan Ayder yaylasına geldiğinizde şaşkınlıktan gözlerinizin fal taşı gibi açılmış olduğunu göreceksiniz
Rize gezinize devam ederek Ardeşen bölgesinde Kaçkar dağlarından doğarak Karadenize dökülen ve çay bahçeleri içinden geçen meşhur Fırtına Deresini kenarında bir yürüyüş yapmalısınız. Kaçkar dağlarının yemyeşil görüntüsü eşliğinde ve bembeyaz bulutların dibinde muhteşem derece de güzel olan Fırtına deresi etrafında, çay bahçeleri içinde bir doğa yürüyüşü yapmalısınız. Bu yürüyüş sırasında doğal tabiatın üzerinizde bırakacağı etki ile çay bahçelerinin kusursuz güzelliği sizi derinden etkileyecektir. Fırtına deresi kış aylarında çağlayarak aktığında fırtına benzeri sesler çıkaran bir dere olduğu için adına Fırtına Deresi denilmiş. Rize ilinin doğal güzellikleri arasında yer alan bu dere aynı zamanda yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri olup kemerli köprüleri ve doğal güzelliği ile insanların hayranlığını kazanmıştır.
Rize’de doğal tabiat arasında inşa edilmiş ve Rize’yi kuş bakışı olarak izleyebileceğiniz bir noktada yer alan Rize Kalesi, tarihi özelliği, doğal güzelliği, ve muhteşem Rize Kalesi manzarası ile insanları mest eden bir güzelliğe sahip. Bu kaleyi ziyaret ederek kusursuz güzellikteki Rize manzarasını seyredebilir, gün batımını izleyerek mutlu olabilir, ruhunuzun huzurlu bir vakit geçirmesi için bir akşamüstünü Rize Kalesinde karşılayabilirsiniz. Aşağı baktığınızda gök kuşağı renklerini bir arada görebilir ve Rize’ye aşık olarak burada yaşamaya karar verebilirsiniz.
Karadeniz bölgesinin Rize’den sonra gezebileceğiniz bir diğer ili de Artvin’dir. Artvin, Rize’ye göre biraz daha yüksekte yer alan ve yemyeşil çam ve ladin ormanlarına sahip bir ilimizdir. Artvin’de gezebileceğiniz doğal güzellik olarak Karagöl yer almaktadır. Ladin ve çam ormanlarının eteğinde yer alan masmavi suyu, yem yeşil çam ormanları ile sizi büyüleyecek, güzelliği ve renkleri ile büyülenecek ve ayrılmak istemeyeceksiniz. Karagöl doğal bir göl ve doğal bir yaban hayatına sahip bir göl olarak mutlaka görmeniz gereken tabiat parçasıdır. Artvin Karagöl’den sonra Karadeniz bölgesinde gezebileceğiniz irili ufaklı yaylalar yer almaktadır. İsteğinize göre programınıza alabilir ve bu yayları da gezebilirsiniz.